“Yoksul babalar bulundukça ben bayramı, bayramları sevmiyorum, sevemiyorum, sevemeyeceğim” demiş ünlü yazar Orhan Kemal.
Ne de doğru söylemiş! Sabah elli liraya aldığımız ürünün akşam saatlerinde yüz liraya çıktığı şartlarda, yüzde doksanı fakir, açlık sınırında ve açlık sınırının en alt seviyelerinde yaşamaya çalışanların olduğu bir ülkede ben de bayramları sevmiyorum, sevemiyorum artık.
Eski yıllarda kurban kesebilenler, çevresindeki fakir, fukara ve yoksulu da düşünerek onların da kurban bayramında olsun et yiyebilmelerine vesile olurdu.
Günümüzde ise yoksul, muhtaç kavramını bile bilmeyen tuzu kuru zümre ise, kurban kestiğinde ne yapıyor biliyor musunuz?
Etleri derin dondurucularına tıka basa doldurduktan sonra tatil beldelerinde bulunan yazlıklarında yaz aylarının sefasını sürmeye gidiyorlar.
Sorduğunuzda ise dini vecibelerini yerine getirip kurban kestiklerini söylüyorlar.
Oysa kurban kesmenin manası toplumda kardeşliğin, yardımlaşmanın ve dayanışmanın canlı tutulmasını sağlamak ve sosyal adaletin de gerçekleşmesine katkıda bulunmak değil miydi??
Kurbanı kesip, etraftaki fakir fukaraya zırnık koklatmadan derin donduruculara doldurup tatile çıkmanın ne dini, ne insani, ne ahlaki, ne de vicdanı bir yanı olamaz.
Artık bu türlü davranan zihniyet yüzünden, daha önce bayramdan bayrama et yüzü gören kesim onu da göremez oldu.
Her gün inanılmaz boyutta gelen zamlarla, dar gelirli, yoksul ve açlık sınırının çok altında yaşayan milyonlarca insan, bayramda en yakınlarını ziyaret için bir ilden başka bir ile gitmenin ekonomik faturasının korkunçluğu karşısında bayramı kabus gibi görür oldu.
İnanılmaz zam yağmurları altında markete, pazara girmeye korkan vatandaşlar, bayram alışverişi ve bayram ziyaretlerinden korkmakta yerden göğe kadar haklı değil mi?
Hal böyleyken, yakınlarımızı ziyaret edip sevgiyi ve hasreti dindireceğimizi düşünerek sevinç ve mutluluk duyacağımız bayramlar bu durum da korkulu rüya haline geldi.
Maaşların zamlara yetişemediği bir durumda insanlar “bayram sevinci” denen kavramı çoktan unuttu..
İşte bu nedenle yoksul ve açlık sınırının yelpazesi genişledikçe, insanların içinde bulunduğu ekonomik şartlar altında ezildiğini gördükçe ben de artık bayramları sevmiyorum, sevemiyorum ve sevemeyeceğim.
Sağlıcakla!