IV. Murat zamanında ve 17. yüzyılda yaşamış olduğu tahmin edilen Teslim Abdal Sultan, Hacı Bektâş-ı Velî dervişlerinden birisi olduğu bilinmektedir. Dedemoğlu ve Alioğlu adındaki Bektâşî dervişlerinin 17. yüzyılda yaşadıkları, Şeyh Bedreddin müritleri oldukları, Trakya Bölgesi’nde çeşitli soruşturma ve takibata uğradıkları; Teslim Abdal Sultan’ın da mürşidi Alioğlu olduğu, Telim Abdal sultan’ın bir müddet Trakya Bölgesi’nde bulunduğu, soruşturmalardan rahatsız olduğu için Anadolu’ya geçtiği ifade edilmektedir. Kazak Abdal’ın türbesi de Teslim Abdal Sultan Tekkesi’ne üç kilometre uzaklıktadır. Kazak Abdal’ın da Trakya Bölgesi’nden geldiği söylenmektedir. 17. yüzyılda yaşamış olan bu iki Bektâşî dervişinin birbirlerini yakından tanıdıklarını düşünebiliriz.
Kendini bahsettiği bir şiirinden hareketle asıl adının Mehmet olduğu söylenmektedir. Kendisi Yeniçeri Ocağı’nın halifebabasıdır. Kendisinin adının da içinde geçtiği “Ceddin deden, neslin baban; hep kahraman Türk Milleti” Mehter Marşı’nı onun yazdığı söylenmektedir. Bazı kaynaklarda Teslim Abdal Sultan’ın, Osmanlı Ordusu’nda, Yeniçeri Ocağı’nın Bektaşi örgütlenme içerisinde halifebaba olarak, IV. Murat’ın ordusu ile birlikte 1638 yılında Bağdat’ın fethine katıldığı ifade edilmektedir. Yazdığı şiirlerden yola çıkarak, hakkında bazı araştırmacıların görüş ortaya koymalarına rağmen nerede ve ne zaman yaşadığı konusunda kesin bir bilgi ortaya konamamıştır. Hatta birden fazla Teslim Abdal’dan söz edilmektedir.
Şiirlerindeki bazı genel isim ve ıstılahlardan yola çıkarak, zorlama yorumlarla, Elazığ-Baskil İlçesi’ne bağlı Şeyh Hasan (Tabanbükü) köyünden olduğuna ispat etme kaygısı taşıdığı kanaati oluşturan, İsmail Özmen tarafından Teslim Abdal Hayatı ve Şiirleri adında bir kitap yazılmıştır. Kitapta, 150 şiirine yer verilmiştir. Fakat yaşamı, kimliği ve ne zaman yaşadığı hakkında bilinenlerin dışında önemli bir tespiti yoktur.
Teslim Abdal Sultan’ın; Trakya’da Edirne-Keşan İlçesi’ne bağlı Teslim Abdal Köyü’nde; Çorum- Mecitözü İlçesi’ne bağlı Teslim Köyü’nde; Elazığ-Baskil İlçesi’ne bağlı Şeyh Hasan (Tabanbükü) Köyü’nde ve Denizli-Pamukkale İlçesi’ne bağlı Cankurtaran (Çukur) kasabasında olmak üzere dört yerde mezarı bulunmaktadır.
Teslim Abdal Sultan’nın Denizli’deki türbesi; Cankurtaran Kasabası, Çayarası Mevkii’nde, bahçeler içerisinde, ceviz ve kavak ağaçlarının arasındadır. Türbe, dıştan dışa bir kenarı 660 santimetre, kare planlı, kübik gövdeli, üzeri kubbeli, sergili, geç dönem Osmanlı türbe mimarisi biçiminde inşa edilmiş bir yapıdır. Tek oda şeklinde düzenlenmiştir. Teslim Abdal Sultan’a ait olduğu söylenen ve doğu-batı doğrultusunda konumlanmış olan sanduka, girişin karşısında, odanın sol tarafında yer almaktadır. Kubbenin içi mavi boyalı ve çiçek motiflidir, fakat nemden dolayı boya dökülmüş, süslemeler de belli olmaz hale gelmiştir. Bedri Noyan Dedebaba, tarihini belirtmemekle beraber, “Kubbesinin tepesinde taştan yapılmış bir Elifî Taç bulunmaktadır.” demektedir. Günümüzde metalden bir alem kondurulmuş vaziyettedir.
Türbenin dışında, batı duvarının dibinde, mezar taşlarından anlaşıldığına göre oldukça eski, beş kabir daha bulunmaktadır. Çevre şartları, fiziki yapı ve görünüm açısından oldukça bakımsız ve harabe halindedir. Yıkılma, dökülme ve çökmeler görülmektedir.
Teslim Abdal Sultan, üç kilometre kadar yukarıda, Karataş Köyü Tekke Mevkii’nde türbesinde metfun bulunan ve çağdaşı olan Sarı Kazak Abdal Sultan ile birlikte, Alevî-Bektâşî geleneğinin 17. yüzyıldaki en önem iki ozanıdırlar. Sözleri keskin ve yakıcıdır. Fakat dilleri duru, yalın ve basittir. Şiirlerinde mizah, ironi ve kınama yöntemlerini kullanarak mevcut yönetimi ve yönetenleri acımasızca eleştirmişlerdir. Teslim Abdal Sultan, döneminin önemli şair ve düşünürlerindendir. Günümüze kadar ulaşmış olan şiirleri mevcuttur. Şiirlerinin bazıları notaya dökülmüş ve bestelenmiş, günümüzde dahi severek dinlenen türküler haline gelmiştir. Aşağıdaki nefesi veya şiiri de bunlardan birisidir.
Nefes
Seherde bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
El sundum güllerin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapısını açtım
Sayın ki cennete düştüm
Yar ile tenha buluştum
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı