Sevgili ve çok değerli Ülkücü kardeşlerim.
Bu gün geldiğimiz noktada geçmişimizi karmakarışık yaptılar.
Geçmişimizdeki at izlerini it izlerinden ayıramıyoruz.
Bu yüzden geçmişte kim iyiydi kim kötüydü bilemiyoruz.
İyilerin kahramanların yerine kötüler hainler alçaklar konuluyor.
Bu yüzden bu gün aklımız zihnimiz anlayışımız doğrumuz allak bullak.
Hemen hemen her ülkücü kurtuluşu siyasetle ilgilenmekte buluyor.
Tamam siyaset toplum yönetiminin zirvesidir.
Ancak siyasetin başarılı olabilmesi için altının dolması lazımdır.
Ülkemiz sevdalılarının siyasetin altını, ilim, bilim, sanat, kültür, iletişim bilişimle doldurması lazımdır.
Bu yapılamadığı için ülkücü boşlukta kalmakta ve savrulmaktadır.
Bu gün Türkün hayatına maalesef kıçı çıplaklar hükmetmektedir.
Türkiye’mizde vatanseverlerin, milliyetçilerin muhafazakarların yekünü yüzde yetmiş civarında iken zar zor yüzde ellilerde oy alınabiliyor.
Üstelikte gelen nesillere örnek olamadığımız için yeni nesillerin önemli bir kısmını da kaybediyoruz.
Türklük düşmanları yalan, dolanla iftirayla neredeyse ülkemizi elimizden alacaklar.
Sevgili Ülkücüler Türkün hayatına her yönüyle hakim olunması Türkün bu kıçı kırıkların tasallutundan kurtarılması gerekmektedir.
Bunun için.
Ülkücünü dağı sırtına alıp götürmesi, ülkeler fethetmesi, filan gerekmiyor.
Her ülkücü bulunduğu siperi en iyi şekilde savunmalıdır.
Bu gün iletişim, bilişim olağan üstü önemli bu alanda üstün olunmalıdır.
Her ülkücü diğer ülkücünün eğiticisi olmalı ki hedefe bir ve beraber varalım.
İlimde bilimde gerçeğe dayalı çalışmalar yapılmalı Türkün gerçekleri ortaya çıkarılmalıdır ki önümüzü görebilelim.
Bu günkü tavırla ve sözle şununla bununla bir yere varamayız.
Ülkücü her alanda mihenk taşı olmak zorundadır.
Ülkücü yaşamın her alanının farkında olmalı ve her alanda gerçek mücadeleyi vermelidir.
Madem ülkücüysek bu bizim boynumuzun borcu.